Kadınlar hakları için mücadeleye var güçleriyle devam edecekler
Bodrum’da yapılan büyükşehir belediye başkanları toplantısında İstanbul Sözleşmesi’nin feshi ile ilgili basın açıklaması yapıldı.
Büyükşehir Belediye Başkanları Buluşması’nın dördüncüsü Yalıçiftlik Mahallesi’nde Sea Garden Otel’de gerçekleştirildi. Toplantı öncesi CHP’li 11 büyükşehirin belediye başkanları ve eşleri, İstanbul Sözleşmesi’nin feshi ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.
Basın açıklamasını Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman
Gürün’ün eşi Gülsün Gürün okudu. Gürün, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye’de yaşayan kadınlar olarak 20 Mart 2021 tarihinde çok
karanlık bir güne uyandık. Gece yarısı açıklanan bir Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesi ile Türkiye Cumhuriyeti, ilk imzacısı olduğu İstanbul
Sözleşmesi’nden ayrıldı. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadına
yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi adına çok kıymetli olan bu
sözleşmeden çıkılması, tarihimizde kara bir leke olarak kalacaktır.
Çok üzgünüz, öfkeliyiz ama asla yılgın, güçsüz ya da umutsuz
değiliz. Kadınlar tarih boyunca olduğu gibi hakları için mücadele etmeye var
güçleriyle devam edeceklerdir. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
Burada İstanbul Sözleşmesi’nin maddelerinden ve amacından kısaca
söz etmek istiyoruz ki neye karşı çıkıldığı biraz daha iyi anlaşılsın. İstanbul
Sözleşmesi kadına yönelik şiddeti bir insan hakları ihlali olarak tanımlar.
Kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmayı, toplumsal cinsiyet eşitliğinin
sağlanmasını, kadın haklarının korunmasını hedefler. Devletlerin kadına yönelik
şiddeti yok etmek, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak adına yasal
düzenlemeler ve politikalar hayata geçirmesi gerekliliğinden söz eder. İstanbul
Sözleşmesi kadınları, kız çocuklarını ayrımcılıktan, şiddetten, tacizden korur.
Şimdi soruyoruz. Bunda sizi rahatsız eden nedir? Sadece bu yılın
ilk üç ayında 80’e kadın erkekler tarafından öldürülmüşken, yurdun dört yanında
kadınlar tacize ve şiddete uğruyorken bu kararı alma nedeniniz nedir? Siz kız
çocuklarımız geleceğe umutla bakmasın, kadınlar hayatın her alanında
eşitsizlikle mücadele etsin, şiddete, tacize uğrasın mı istiyorsunuz? Türkiye
Cumhuriyeti bu ortaçağ karanlığına mahkum değildir. Bu karar hayata değil
cinayete, eşitliğe değil erkek zorbalığına destek vermektir. Bu kararın
alınmasında etkisi olan kim varsa kadına yönelik şiddetin sorumluluğu onların
üzerinde olacaktır.
Buradan Türkiye’nin her köşesinde yaşayan kız kardeşlerimize
sesleniyoruz. Yılmak, vazgeçmek, geri adım atmak yok. Haklarımız için her
zamankinden daha büyük bir azimle mücadele edeceğiz. Her yerde var olmaya devam
edeceğiz. Kadına yönelik şiddete sessiz kalmayacağız. Kadınları yaşatacağız.
Toplumun her kesiminin bu uğurda mücadele edeceğine dair inancımız tam.
Birlikte güçlüyüz, birlikte başaracağız. Hiçbir kararın bizim inancımızdan ve
azmimizden güçlü olmadığını biliyor İstanbul sözleşmesi yaşatır diyoruz.”